Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicileri korumak, ürünlerdeki taklit ve tağşişi önlemek amacıyla "Türk Gıda Kodeksi Tereyağı ve Sadeyağ Tebliğ Taslağı"nı hazırlayarak görüşe sundu. Düzenlemeyle tereyağı ve sade yağın tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, muhafazası, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve pazarlanması için gerekli özelliklerin belirlenmesi amaçlandı. Bu kapsamda, tuz ilave edilmeyen tereyağının süt yağı oranının ağırlıkça en az yüzde 82 olması kriteri getiriliyor. Çeşni maddesi bulunmayan tereyağında aroma vericilerin kullanılamayacağı tebliğe eklendi. Düzenleme kapsamındaki ürünlerde, manda sütü aroması ile yoğurt aroması gibi süt ve süt ürünleri aroma vericileri de kullanılamayacak. Gıda işletmecileri, 31 Aralık 2024'e kadar tebliğin hükümlerine uyum sağlama yükümlülüğünde olacak. Bu tarihten önce etiketlenen veya piyasaya arz edilen gıdalar ise raf ömrü sonuna kadar piyasada bulunabilecek.

“Alinan Karar Çok Yeri̇nde”(2)

Dere taştı, çatılar uçtu! Dere taştı, çatılar uçtu!

“BAKANLIĞIN ALDIĞI KARAR ÇOK YERİNDE”

Denizli’nin süt ürünleri sektöründe 1957 yılından bu yana faaliyet gösteren ve öncü firmalarından olan Önallar Gıda’nın yöneticisi Alptuğ Önal, bakanlığın aldığı kararın çok yerinde olduğunu söyledi. Türkiye’de tereyağı tanımının tuzlu ve tuzsuz olarak iki temel kategoride ele alındığını ifade eden Önal, “Taklit ve tağşişi önlemek için alınan karar çok yerinde. Önceden ürünün gerçek karakterini makyajlamak için içerisine aroma vericiler olarak adlandırılan; yoğurt aroması, manda sütü gibi şeyler ürünün karakterinde olmamasına rağmen kullanılıyordu. Şimdi bu durum ortadan kalktı. Bu düzenlemeyle birlikte bu sahte aroma kullanımının de önü kapatılmış oldu. Geleneksel tereyağı üretimini 70 yıla yakındır yapıyoruz. Ürünün karakteristik yapısının bozulmasını sağlayan etmenlerin kaldırılması çok iyi oldu” dedi.

“Alinan Karar Çok Yeri̇nde”(3)

“TÜKETİCİNİN YANILTILMASININ ÖNÜNE GEÇİLMİŞ OLDU”

“Çeşnili tereyağında kullanılan çeşni maddesi de gıdanın adıyla birlikte kullanılacak” diyen Önal, “Türk mutfağını zenginleştiren baharatlarla tereyağı buluşturuluyor. Çeşninin isminin tereyağı isminin birleştirilerek aynı büyüklükte yazılması da tüketicinin yanıltılmasının önüne geçilmiş oldu. Taklit ve tağşişin bir temel amacı da gerçeği yansıtmayan, algı yönetimi ile tereyağıymış gibi gösterilen ürünlerin piyasaya arz edilmesini engellemek” ifadelerini kullandı.

“İYİ VE GÜVENİLİR TEREYAĞI NASIL OLMALI?”

“İyi ve güvenilir tereyağı nasıl olmalı?” sorusuna da cevap veren ve tüyolar veren Önal, “İyi bir tereyağı ülkemizdeki coğrafi iklimin yaz ile kış arasında yüksek sıcaklık farkı göstermesi kaynaklı tereyağının üretime ayına bağlı olarak ürünün rengi; beyaz ile sarı ton arasında değişkenlik gösterir. Bu ürünün doğal yapısıdır. Bizler üreticiler olarak ürünümüzü yıl içerisinde mevsimine bağlı olarak renginin değişmesi gerektiğini halkımıza anlatıyoruz. Tereyağı taklit ve tağşişe kolay bir ürün… Halkımız devletimiz tarafından gıda üretimine izin verilmiş firmalardan üretilen etiketli, son kullanma tarihi kullanılan ürünleri tercih etmeli. Bu standartlar size doğru tereyağını almada rehberlik eder. Çünkü çoğunlukla tağşiş ve taklitli ürünlerin Pazar yerlerinde tereyağları açıkta ve etiketsiz satılıyor. Bu konuda dikkat edilmesi ve seçici olmalarını tavsiye ediyorum” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi