31 Mart yerel seçimlerine giderken siyasi hava giderek gerginleşiyor.
Cumhur ittifakı bu seçimi kurtuluş savaşına benzetiyor, beka meselesi yapıyor, din istismarını sonuna kadar kullanıyor. Maksatları gerginlik yaratmak, kendi saflarını sıklaştırmak. Millet ittifakını ve Saadet Partisini PKK ile işbirliği yapmakla suçluyorlar ki bu söylemin halkta taban bulacağı şüpheli. Cumhur ittifakının seçimi kazanmak için her yolu deneyeceği şimdiden ortada. Öyle ki bir belediye başkan adayı “helal oy” istedi. Oyun helal-haram diye sınıflandırıldığını ilk defa duymuş olduk.
Seçimlerde cahille, profesörün oyu eşit sayılıyor. Eğer cahiller çoğunlukta ise onları kandırmak daha kolay. Seçimlerde oyların eşit sayılmasına itiraz tarih boyunca hep tartışma konusu olmuştur. Ülkemizde model Aysun kayacı “Benim oyunla çobanın oyu bir değil” dediği için ağır eleştirilere uğramıştı. Eski Yunan’da demokrasi fikri ilk ortaya çıktığında Sokrates bu fikri hiç benimsemediği gibi şiddetle de karşı çıkmıştır. Bu görüşünü şu anekdotu ile aktaralım;
“Bir gün Sokrates yine öğrencileriyle sohbet ederken bir öğrencisi Sokrates’e sorar:
- Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse adil olan da bu değil midir? Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı?
Hem çok mümkündür ki daha çok insanın daha az insandan yanılma ihtimali daha azdır.
Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz.
Bunun üzerine Sokrates her zaman olduğu gibi soru cevap yöntemini kullanarak o öğrencisine önce sorar;
-Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur?
Öğrenci: Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur.
Sokrates: Peki o halde bize yine söyler misin toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur yoksa bilge insanların sayısı mı çok olur?
Öğrenci: Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur.
Sokrates: Peki bize yine söyler misin bir gemide yüz yolcu bulunsa geminin nerede-nasıl ve hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir yoksa o yüz yolcu mu?
Öğrenci: Eğer yolcular içinde Denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabi en iyi bilen kaptandır.
Sokrates: Peki o halde diyebilir miyiz ki herkes her konuda karar veremez, herkes bildiği yerde konuşmalı ve her iş ehline verilmeli?
Öğrenci: Pek tabi olması gereken budur.
Sokrates: Peki o halde bize yine söyler misin kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi?
Hem sen de kabul ettin ki bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur.
Demokrasi için de eğitim şart…”
Ülkemizde, “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor ben her zaman cahil halkın ferasetine (anlayış, sezgi) güveniyorum” açıklamalarıyla gündeme gelen Prof. Dr. Bülent Arı YÖK Denetleme kurulu üyeliğine atandı. Fazla yoruma gerek var mı?
(07.02.2019)