Denizli’nin Sarayköy ilçesinde sondaj sırasında kontrolden çıkan jeotermal kuyusundan çıkan akışkanlar çevreye yayılmayı sürdürüyor. Fışkırmanın 15’nci gününde TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca önemli açıklamalar yaptı. Hafta sonunda Sarayköy Belediye Başkanı Mehmet Salih Konya ve partisinin İlçe Başkanı Mesut Efe ile birlikte kuyuda inceleme yapan Karaca, görev yapan personel ile görüşerek bilgi aldı.
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Püskürmeye ilişkin yöre halkının kaygılı olduğunu belirten Karaca; “Kamuoyu olaya ilişkin sorumlular, havaya 15 günden bu yana salınan gazın içeriği, sulama kanalında biriktirilen akışkanın içeriği, insan sağlığı, çevre sağlığı, tarım arazilerine zarar vereceği iddiaları konularında şeffaf bir şekilde bilgilendirilmiyor. Henüz bir tek sorumlu tesbit edilip ifadesine başvurulmadı. Savcılık yerinde bilirkişi eşliğinde bir inceleme yapmadı. Bu çevre felaketinin üstünün örtülmesine izin vermeyeceğimizi, yaratması muhtemel zararların ortaya çıkarılması için sonuna kadar takipçisi olacağımızı ifade ettik” ifadelerini kullandı.
“CEZAEVİ NEDEN BOŞALTILMAK İSTENDİ?”
Püskürmenin başladığı günlerde Sarayköy’deki açık cezaevinin boşaltılmak istendiğini fakat son dakikada bu uygulamadan vazgeçildiğini belirten Karaca; “Cezaevi neden boşaltılmak istendi? Son dakikada neden vazgeçildi? Bu kuyunun çökme tehlikesi var mıdır? Bunun raporlandırılması gerekiyor. Çevre halkı boğaz yanması, geniz yanması, göz yaşarması gibi şikayetlerle sürekli bizleri arıyorlar. Çıkan gazın hidrojen sülfür olduğu iddia ediliyor ancak firma sahibi başka bir şey olduğunu söylüyor. Bu akışkanın içeriği nedir? İnsan sağlığına zararlı olup olmadığının mutlaka bağımsız, herhangi bir siyasi baskı görmeyen kuruluşlar tarafından incelenmesi, incelenmişse kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“KAMUOYUNDAN GİZLENEREK ÇÖZÜLEBİLECEK BİR SORUN DEĞİL”
Sarayköy’de yaşananların doğal bir afet olmadığını kaydeden Karaca; “Bu, siyasi baskıyla denetimsiz bırakılacak bir durum değil. Bu, kamuoyundan gizlenerek çözülebilecek bir sorun değil. Gerçeklerin açığa çıkması için denetim, soruşturma ve şeffaflık çağrısında bulunduk. Hala püskürmeye devam eden akışkanlar havaya, suya, toprağa nasıl zarar veriyor? Halk sağlığı tehdidine karşılık hangi önlemler alınıyor? Verimli tarım arazilerinin etkilenmemesi için ne yapılıyor? Sorumlular kimler, soruşturma konusunda somut adım var mı? Sarayköy Cezaevi boşaltılması kararı alınıp neden vazgeçildi? Ne oldu, neden oldu, nasıl takip edilecek?” sorularını yöneltti.