Bir yerde okumuştum. ‘Kahramanlarınızla tanışmayın, hayal kırıklığına uğrarsınız’ diyordu.

Mustafa Yıldızdoğan benim çocukluğumun, gençliğimin kahramanı. Onun gibi olmak, ona benzemekti tüm amacım…
Onun sözleriydi bize yol gösteren. Biz gönül şehrimizi bir tatlı bakışa sattıysak, onun ‘Sevmeyen Bilmez’ şarkısı yüzündendi.
Aşk acısı çekerken, uykusuz gecelerimizde onun sözleriydi geceleri sabah ettiren: ‘Neredeysen duy sesimi-Sitemlerim ahlarım var-Gözlerimi kapatmadan-Uykusuz sabahlarım var.’
Albümlerinde kıyıda köşede kalan ama bizim yüreğimizi delen, geceler boyu ağlatan şarkı sözleri vardı mesela:
‘’Ben bu gece yapayalnız
Gönül bunu unutma yaz
Sen göz nurum, sen yavuklum
Bizi başkası anlamaz’’
İnanın sevdiğimizden öyle kolay vazgeçmemeyi de biz ondan öğrendik. Çünkü o, ‘’Aşk kolaya itibar etmez, gönül zor tutsak. Onun için yalçın kayalara sür gönül atını. Çile mayasıysa aşkın acıdan zevk al’’ diyordu. İki öpücük niyetine değil, bir ömür boyu aynı yastıkta, bir ömür sürmek için sevdiğinin peşinde koşmayı nasihat ediyordu bize.

Hangi şarkısını, hangi sözünü yazsam eksik kalacak hayatımdaki rolü için. Geçtiğimiz gün ilk defa kendisiyle tanışma ve sohbet etme fırsatım oldum. Giderken yanına korkuyordum açıkçası. Ya benim gönül dünyamdaki kişi gibi çıkmazsa. Ya beni deryalardan deryalara salan adam, ufacık bir gölde boğulmama göz yumarsa!
Şu kadarını söyleyebilirim ki, döndüğümde evime, bana güzel insanları sevdiren Rabbim için şükür namazı kıldım!
Her sözüyle, her bakışıyla gönül dünyamın neden tam ortasında olduğunu bir kez daha ispat etti Yıldızdoğan.
33 yaşındaki ben, adeta 14-15 yaşlarıma geri döndüm yeniden. Odama kapanıp aldığım kaseti önlü arkalı defalarca dinlediğim günlere. Her sözüne nasıl da aşık olurdum o kasetlerin. Yalnız kalırdım dinlerken şarkıları. Beni kimse anlamazdı ki ondan başka. ‘Virane şehire’ dönerdim bazen, bazen ‘Gidenler geri dönmezdi’, bazen ‘Söyleyin yârime artık yorulmuş deyin, beni dertten derde saldı gayrı gelmesin’ derdim.
Ailem sobalı evimizde sobanın yanında ısınırken ben soğuk bir odada yorganın altında;
‘Bilmem hayal düşten öte
Uyku gelmez beşten öte
Bir büyüdür çözülmemiş
Yaşanan bu aşktan öte’ dinleyerek bambaşka alemlere yolculuk ediyordum.
Yıllar ne çabuk geçmiş. Ve şimdi Mustafa abi karşımdaydı!
Söyleyeceğim çok şey vardı aslında. Ama ben yüreğimden geçenleri söylemeye çalıştım kendisine. Yepyeni şeyler öğrendim yine.
Tevazu sahibi olmak, alçakgönüllü olmak, efendi olmak insanı daha da yükseltirmiş. Karşımda gözlerimin içine bakarak konuşan, ben konuşurken sabırla dinleyen bir gönül insanını severek ben, ne de güzel etmişim!
Çok teşekkür ediyorum Mustafa abi.
Zor gecelerimizde yanımızda olduğun için. Sevdiğimizle vuslata erdiğimizde mutluluğumuza şahit olduğu için. Şehitler geldiğinde yürek yangınımıza bir damla su olduğun için.
Ama en çok da, kahramanıyla tanışan beni hayal kırıklığına uğratmadığın için…
NOT: Mustafa Yıldızdoğan’ı Denizlililerle buluşmasına vesile olan Denizli Ülkü Ocakları’na kalbi selamlarımla…
(01.10.2021)