Çocuklarda yaygın görülen sorunlardan birisi de göz kırpma gibi tikler. Tiki olan çocuğa aileleri nasıl davranmalı?
Yanıt: Tikler stresle ve gerginlik veren olaylarla artarlar. Tedavide ilaç ve psikoterapiden yararlanılır. Ailenin isteyerek yapıyor şeklinde çocuğu suçlamaları, yanlış anlamaları sonucunda ya da belirtileri azaltmak için cezalandırma, utandırma hallerinde çocuğun gerginliği daha da artar ve tikler şiddetlenir. Tiki olan çocuklara ailelerinin anlayış, destek ve hoşgörüyle yaklaşmaları, tedavi sürecine öğretmeninin de katılması gerekir.
Bazı çocuklarda da stres etkisiyle gelişen bayılmalar görülüyor.
Biz buna Konversiyon Bozukluğu diyoruz. Yetişkinlerde özellikle yoksul kadınlarda sık görülebilen bir durum. Epilepsi nöbetinden farkı, Konversiyon geçiren hasta etrafında konuşulanların farkındadır ama konuşamaz ve kasılıp kalmıştır. Kıpırdayamaz. Boğazda yumru hissi, çift görme, geçici körlük gibi belirtilerle de seyredebilir. Konversif bayılmaların tedavisinde Hipnoz, ilaç ve psikoterapiler kullanılır.
Hastalık hastalığı çocuk ve ergenlerde de görülür mü?
Evet. Tıpta Hipokondriyazis denilen hastalık hastalığı yetişkinlerde olduğu kadar sık olmasa da çocuk ve ergenlerde de görülür. Çok çeşitli hastalık evhamları vardır bu kişilerin. Doktorların teşhis edemediği bir hastalıkları olduğuna inanırlar güçlü bir şekilde. Doktor doktor dolaşırlar. Hatta gereksiz yere ameliyat edilenleri bile vardır. Hastalık hastalığının sebebi çözülemez sorunları olan kişilerin yaşadığı kuvvetli kaygı duygusudur. İlaç ve psikoterapiyle ve psikoeğitimle tedavi edilirler…
Depresyon çocuklarda ve ergenlerde de görülür mü?
Özellikle ergen depresyonu ani ve beklenmedik intiharlar açısından çok tehlikelidir. Depresyon çocuklarda yüzde 5, ergenlerde yüzde on beş oranında görülür.
Çocuklarda görülen depresyon yetişkin depresyonundan çok farklıdır. Okul çağı depresyonunda çocuk içe kapanır, oyunlara katılmaz, ilgi ve etkinlikleri azalır, huzursuzdur, uykusu ve iştahı bozulur. Gece korkuları, baş ve karın ağrıları, idrar ve kaka kaçırma görülebilir.
Ergen depresyonu da kendisine özgüdür. Ergenlerin duygu ve düşüncelerinde ani değişiklikler olur. Ani karar verirler ve impulsif yani dürtüsel davranırlar. Bu nedenle ergen depresyonlarında ani intiharlar sık görülür.
Çocuk ve ergenlerin depresyonunda da yetişkin depresyonunda olduğu gibi ilaç tedavisi, bilişsel davranışçı ve destekleyici psikoterapiler, psikoeğitim, oyun tedavisi yapılır. Gurup terapileri de etkilidir.
Çocuk ve ergenlerde de kaygı bozuklukları görülür mü?
Bütün Anksiyete yani kaygı bozuklukları çocuk ve ergenlerde de görülebilir. Kalpte çarpıntı, nefes darlığı, ölüm korkusu, terleme, titreme, baş dönmesi, uyuşma gibi belirtilerle seyreden panik atak, böcek korkusu, kapalı yer korkusu gibi özgül fobiler, takıntılı düşünceler ve bunları rahatlatmayı amaçlayan davranışlarla seyreden Obsesif Kompulsif Bozukluk, Post Travmatik Stres bozukluğu ve yaygın Anksiyete bozukluğu çocuk ve ergenlerde de görülebilir. Özellikle Pandemi sürecinde çocuklarda görülen Obsesif Kompulsif Bozuklukta belirgin bir artış oldu… Ama çocuk ve ergenlerde en sık görülen kaygı bozukluğu Seperasyon Anksiyetesi de denen ayrılma kaygısıdır. Okul fobisi olarak ta bilinir. Anneye babaya aşırı bağımlı çocuklarda kreşe veya ilkokula başlarken, ergenlerde yatılı okula başlarken, gençlerde de üniversiteye başlarken görülür…
Yetişkin çağın çok korkulan hastalığı Şizofreni çocuk ve ergenlerde de görülür mü?
Tabii. Zaten Şizofreni özellikle erkeklerde ergenlik çağının sonlarında kendisini göstermeye başlar Şizofrenide düşünce, algı ve duygulanım bozulur. Hezeyan ve halüsinasyonlarla seyreder. Yeni çıkan ve Atipik Antipsikotikler denen ilaçlar sayesinde artık çok başarılı şekilde tedavi edilebilmektedirler. Çocuklarda en sık görülen belirti suçlayıcı ya da emir verici sesler duyma şeklinde ki işitsel halüsinasyonlardır… Konuşma giderek düzensizleşir. Kötülük görme hezeyanları, kendisini melek, peygamber zannetme gibi dinsel hezeyanlar görülebilir. Tedavide Atipik Antipsikotikler denilen ilaçların yanı sıra sosyal becerileri geliştirme eğitimi, ailenin psikoeğitimi ve destekleyici gerçeklere dayalı psikoterapilerden de yararlanılır…
Çok sık duyduğumuz bir hastalık ta Otizm. Otizm nasıl bir hastalık? Belirtileri ve tedavisi nedir?
Otizm denince aklıma hemen Dustin Hoffmanla Tom Cruise’un başrollerini paylaştıkları ve Dustin Hoffman’ın özel yetenekleri olan bir otistik yetişkini canlandırdığı “Yağmur Adam” filmi geliyor.
Otizm gelişimin özellikle dil, uyum, iletişim ve sosyal beceriler alanında bozuk olmasıyla karakterize olan bir hastalık… Dil ve zekâ geriliği, önemli derecede iletişim sorunları, değişmeyen ve sığ bir duygulanım, zayıf göz teması ve yineleyici, basmakalıp davranışlar vardır Otizmde…3 yaşından önce başlar ve ömür boyu sürer. Nedeni multifaktöriyeldir. Kalıtım, doğum problemleri, ailenin kişilik özellikleri, biyokimyasal etkenler, nörolojik anomaliler ve biyokimyasal etkenler otizmin gelişiminde rol oynar. Tedavide en etkili ilaçlar dopamin reseptörlerini bloke eden Atipik Antipsikotikler denen ilaç grubudur. Otistiklerin üçte ikisinde orta ya da ağır derecede zekâ geriliği vardır. Diğerlerinde ise olağandışı üstün yetenekler, özellikle aritmetik, ezber, resim ve müzik alanında üstün yetenekler görülebilir… Otizmin temel belirtilerine gelirsek: Bebeklik çağında çevreye ilgisizlik belirgindir. Annenin babanın yüzüne bakmazlar. İnsanların gözlerine bakmazlar. Tamamen kendi dünyalarında yaşarlar ve çevrede olan bitene karşı kayıtsızdırlar. Çağırıldıklarında tepki vermezler. Kendileriyle konuşulduğunda dinlemezler. Genelde seslere hiç tepki vermezler. Bazen de en ufak bir sese aşırı tepki verebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak cisimlere saatlerce bakabilirler. Acıyı, soğuğu, sıcağı fark etmezler. Dokunulmaya, kucağa alınmaya aşırı tepki gösterirler. İnsanlarla sözel ya da sözel olmayan iletişime giremezler. Kendi başlarına hiç oynamazlar ya da sıralama, döndürme, çevirme gibi temasın olmadığı oyunlar oynarlar. Grup oyunlarına katılamazlar. Genellikle ilk sözcükleri 5 yaş civarında söylemeye başlarlar. Otizmde Ekolali vardır. Yani duydukları kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen arkasından tekrar ederler. El çırpma, sallanma, kendi etrafında dönme gibi yineleyici ve basmakalıp davranışları vardır. Bazen de durup dururken kendilerine ya da başkalarına zarar verebilecek saldırgan davranışlar sergileyebilirler. Vurabilirler, ısırabilirler. Bazılarında ise aşırı hareketlilik vardır. Genellikle çevrelerinde ki tehlikelerin farkında değillerdir. Eve bir misafirin gelmesi, odasının farklı bir düzene sokulması gibi değişiklikler çocuğun saatlerce ağlamasına, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir. Bir kamyonla oynamak yerine saatlerce tekerleklerini çevirebilirler. Bazı otistik çocukların özel ve üstün becerileri olabilir: Şöyle ki: Bir enstrümanı çok iyi çalabilirler. Çok uzun şiirleri ezberleyebilirler. Televizyonda ki çok uzun bir konuşmayı aynen tekrar edebilirler. Çok güç aritmetik işlemleri akıldan yapabilirler. Otistik çocukların üçte biri yetişkinlik çağında kısmen bağımsızlık kazanabilirler.
Otizm Asperger Sendromu ve Rett Sendromu adlı iki yaygın gelişimsel bozuklukla karıştırılabilir tanıda. Asperger Sendromunda belirtiler daha hafiftir. Rett Sendromunda ise belirtiler daha ağırdır. Kız çocuklarında görülür ve kafa çevresi gelişmemiştir.
Gelecek Salı bu yazı dizisinin 3. Bölümünde buluşmak üzere…