YAZ GELDİ!

Nihayet yaz mevsimi kendini gösterdi.

Hem de ne gösterdi!

Haziran  ayının girmesiyle başlayan aşırı sıcaklar, bizi etkisi altına alıverdi.

Yapılan açıklamalar sıcaklıkların mevsim normallerinin 8-10 derece daha üstünde olduğu yönündedir.

Öyle görünüyor ki, bu yaz çok yaman geçecek. Adeta kavrulacağız!

“HONAZ’DA ASFALT ERİDİ”haberini, gazetemiz HİZMET,  6 Haziran tarihli yayınında manşetten verdi.

Bu olay Haziran aylarında pek karşılaştığımız durumlardan değildir.

Bir önceki gün 48 dereceye ulaşan sıcaklığı  ile “ADANA, tarihinin en sıcak Haziran ayını yaşadı.”  haberi radyo-TV’lerin önemli konusu idi.

Sıcaklıklar bölgelere göre değişiklik gösterse de, Denizli’miz de sıcaklardan en fazla etkilenen iller içinde bulunuyor.

Yaz mevsimi ile ilgili en büyük korkularımdan  biri, her sene bir kabus gibi memleketimizin üstüne çöken orman yangınlarıdır.

Aşırı hava sıcaklıkları ve dikkatsizlikler neticesi bir çok orman alanımız maalesef kül oldu. Güzelim yeşil bitki örtüsü ve içinde barındırdığı canlı hayatın bir kıvılcımla kaybolması, herkesi derinden yaralıyor.

Genel ve yerel idarelerin bu konu hakkında daha  duyarlı ve dikkatli olmalarını bekliyoruz.

Sıcaklığın artması, klima ve vantilatör kullanımını da bir hayli yükseltti.

Bu aletler, gelişi güzel kullanılmamalı. Aşırı ve dengesiz kullanmak büyük rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.

Sıcaklara karşı vücut sağlığımızı korumamız çok önemlidir. Özellikle yaşlılarımızın ve çocuklarımızın daha fikkatli olmaları ya da  koruma altına alınmaları gerekmektedir.

Böylesi sıcak havalarda nasıl davranmalı?  diye  araştırdığımızda, en çok karşılaştığımız önerilerden başlıcaları şunlar.

Güneşin en yoğun olduğu saatlerde (11.00- 16:00 arası) dışarı çıkılmamalı, mümkünse gölge ve serin yerlerde kalınmalıdır. Güneş gözlüğü ve şapka kullanmak gibi tedbirlere baş vurabiliriz.

Yaz aylarında yiyeceklerin daha hızlı bozulma riski var. Bu nedenle yiyeceklerin doğru saklanması, soğutulması ve tüketilmesi önemlidir.

Sıcak havalarda,  hafif kumaşlardan yapılmış giysiler giymek vücudun serin kalmasına yardımcı olur. Açık renkli giysiler güneş ışığını yansıtarak ısının azalmasını sağlar.

Uzun süre güneşte kalmak,  güneş çarpmasına ya da güneş yanıklarına neden olabilir. Baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı gibi belirtiler görüldüğünde, hemen serin bir yere geçmek ve bol su içmek gerekir.

Sıcak havalarda ağır egzersizlerden kaçınmalıdır. Egzersiz  yaparken vücudu serin tutmalı ve bol su içmelidir. Açık havada spor yaparken sabahın erken saatleri veya akşam geç saatleri tercih edilmelidir.

Bu aylarda, sinek, arı, kene gibi böcekler vücudumuza zarar verebilir. Bunlara karşı tedbirli ve dikkatli olmak  gerekir. Sıcak günler haşerelerin fazla aktif olduğu zamanlardır. Kene ısırıklarına karşı daha da dikkatli olmamız gerekir.

Bütün bunlara rağmen çoğumuzun favori mevsimi Yaz günleridir. Yazın gelmesini hepimiz sabırsızlıkla bekleriz.

Halkımızın  bir çok konuda isabetli tespitleri vardır. Derler ki;

“Ayağını sıcak tut, başını serin, gönlünü ferah tut, düşünmeyesin derin derin” yani, hastalıktan korunmak istiyorsanız, ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeylerle kafamızı yorup, boşuna sıkıntı çekmememiz öneriliyor.

Her mevsimin kendine has güzellikleri yanında, beraberinde  getireceği sıkıntılar da vardır.

Tehlikeleri bertaraf etmek elimizdedir. Akıllı davranmak ve dikkatli durmak en güzel silahtır.

Serin ve gölgeli yerler tercihiniz olsun.

İyi haftalar diliyorum.

Yusuf KABUKÇU